Kimyasal ve Fiziksel Su Analizleri
pH bir çözeltinin asitlik veya bazlık derecesini tarif eden ölçü birimidir.
Bir maddenin pH değeri hidrojen iyonu [H+] ile hidroksit iyonunun [OH-] derişimlerinin oranına direkt bağlıdır.
Eğer H+ derişimi OH- derişiminden fazla ise çözelti asidik; yani pH değeri 7 den düşüktür.
Suyun pH derecesi, içinde çözülmüş halde bulunan bütün asitik ve bazik maddelerden etkilenir. Suyun pH derecesiyle, bütün bu maddelerin toplam etkisi ölçülmüş olur. Suda ne kadar çok asitik madde varsa, pH değeri de o kadar düşer. kimya dilinde belirtilecek olursa, asitik su elektron almaya, bazik su ise vermeye eğilimlidir.
Amonyum NH4+ formülüyle gösterilen bir katyon köktür ve amonyum güçsüz bir asittir. Doğada amonyum proteinlerde bulunur. Bu nedenle deniz ürünleri başta olmak üzere birçok canlının yapısında amonyum kökü mevcuttur. Yine çürükçül canlılar amonyum üretir. Amonyumun eldesi için, amonyak maddesinin içine güçsüz bir asit eklenmelidir. Çoğunlukla kirlilik içeren sular ile temas sonucu canlı vücuduna giren yüksek konsantrasyonlarda çözünmüş amonyum varlığı insan yaşamı için ciddi tehlike oluşturmaktadır. Amonyum (NH4+) iki basamaklı biyolojik oksidasyon ile uygun reaksiyon şartlarında kolaylıkla önce nitrite ( NO2 ) sonrasında ise nitrata (NO3) dönüşür.
Nitrit bileşiği son derece kararsız bir azot formu olup, ortamda nitrifikasyon veya denitrifikasyon reaksiyonlarının gerçekleşmekte olduğunu gösterir. Havuz suyunda ise suyun ilk dolumunda ve havuza eklenen suyun kalitesi ölçülmesi açısından son derece önemlidir. Eğer havuz suyumuzun ilk dolumunda ve eklenen sularda nitrat ve nitrit’e rastlanmadığı halde tespit edilebiliyorsa bunun kaynağı genellikle kullanıcı çocuklar veya yetişkinler tarafından kirletildiği anlanımı taşımaktadır.
Alkalinite, suyun asit tamponlanma kapasitesinin miktarsal ölçüsüdür ve suyun pH değişimine gösterdiği direncin derecesidir. Su içerisinde çözünmüş bulunan karbonatlar, bikarbonatlar ve hidroksitlerin toplam değerini ifade eder. Alkalinite değeri yüksek olan suların pH değerini düşürmek için normalden daha fazla asit kullanmamız gerekmektedir. Yüksek alkalinite değerine sahip sularda pH değeri düşmeye karşı direnç gösterecek ve bir müddet sonra havuz suyunun pH değeri tekrar eski değerine geri dönecektir. Yüksek pH değeri ise bizim klor ile oksidasyon ve dezenfeksiyon gücümüze engel olacaktır. Bkz. Havuz suyunda pH ‘ın Önemi. Ayrıca yüksek alkainite değeri ve yüksek pH değeri su içersin deki sertlik veren maddelerin çökelmesine, havuz fayanslarının üzerinde kireç bağlamasına ve filtre kumunun topaklaşmasına sebep olacaktır. Havuz suyundaki yüksek alkaliniteyi düşürmek için 3 ‘luk HCL (Hidroklorik asit) veya 0 ‘luk H2SO4 (Sülfürik asit) ile yoğun şoklamalar yapılması gerekir. Alkalinite değerininde aşırı düşürülmesi havuzumuzda derzlerin sökülmesi, traverten küpeştelerin yenilmesi gibi problemlere de sebep olacaktır.
Alüminyum ağız yoluyla vücuda girer. Su ise alüminyumu en fazla taşıma potansiyeline sahip etkendir. Sindirim sisteminden direk kana geçen alüminyum miktarı % 1’den azdır. Alüminyumun büyük bir kısmı kemik ve akciğer olmak üzere çeşitli dokularda depolanmaktadır. Normal sağlıklı insanlarda alüminyum böbrek yolu ile vücut dışına atılmaktadır. Sinir sistemi bozukluklarına neden olan alüminyum mutfak kaplarından, içme suyundan, ilaçlardan ve alüminyum işleyen tesislerden kaynaklanabilir. Alüminyumun bugüne kadar saptanan en önemli etkisi sinir sistemi üzerinedir. Dünyanın farklı bölgelerinde yapılan epidemiyolojik çalışmalarda ise içme sularındaki alüminyum seviyesi ile alzheimer hastalığı, bunama (demas) veya algılama, hatırlama, öğrenme, bilme gibi zihinsel süreçlerin (kognitif) hasarlanması arasında ilişki saptanmıştır.
İçme suları ve bazı endüstri sular (gıda, meşrubat vd.) açısından bulanıklık önemli bir parametredir. Evsel ve endüstriyel atıklarla, yağmur sularının bulanıklığı oldukça yüksektir. Suda bulanıklığa neden olan maddeler; askıda maddeler, planktonlar ve diğer organik maddelerdir. Bulanıklık suyun optik özelliğini etkiler. Bulanıklık ölçümünün temel prensibi, numuneye gelen ışığın, bulanıklık tarafından absorbe edilmesine ve dağılmasına dayanır.
Sulardaki doğal renk çoğunlukla negatif yüklü kolloidal partiküllerden ileri gelmektedir. Bu nedenle, bunların uzaklaştırılması çoğunlukla üç değerlikli (alüminyum veya demir gibi) pozitif yüklü metalik iyonlar ile yapılır. Askıdaki maddelerden dolayı da yüzeysel sular oldukça renkli olabilirler. Kırmızı killi topraklardan geçen nehirler, akış sırasında, yağmur sularının katılması ve taşmalar sonucu renkli hale gelirler. Askıda katı maddeler nedeni ile meydana gelen renk “gerçek olmayan veya zahiri renk” adını alır. Buna karşılık bitkisel veya organik çözünmüş maddeler nedeni ile ve kolloidal haldeki maddelerden ileri gelen renk “gerçek renk” olarak isimlendirilir. Renk yoğunluğu genellikle pH’ın artması ile artar.
Ülkemizde başta gelen dezenfekte kimyasalı klordur. Nedeni de klor hem hesaplı hemde çoğu mikroplara karşı hızlı etkilidir.
Uluslararası standartlara göre, serbest klor 1.0-3.0mg/L arası olmalıdır.
Laboratuvarımızda ;
Toplam Klor
Serbest Klor
Bağlı Klor
analizleri TÜRKAK'tan akredite bir şekilde yapılmaktadır.
Su sıcaklığının seçiminde, insan vücudunun suyun hareketinden etkilenmesi dikkate alınmalıdır. Spor havuzlarında 24 °C sıcaklık tamamen yeterli olarak görülürken, serbest havuzlarda 28 °C, çocuk havuzlarında ise 32 °C sıcaklık gereklidir. Ayrıca suyun buharlaşması sonucu vücudun ısı kaybını azaltabilmek için yüzme havuzunun hava sıcaklığı 2 ila 4 °C havuz suyu sıcaklığının üzerinde olması gerekmektedir. Maksimum mutlak nem miktarı 14,4 g/kg kuru hava değerini (bunalma sınırını) aşmamalıdır. 30 °C’lik bir salon sıcaklığında maksimum %55’lik bir bağıl nem sağlanmalıdır. Yüzme havuzlarında metal ve ahşap yapı bileşenlerinin herhangi bir zarara uğramaması için bağıl nem %40 ile %60 arasında bir bölgede bulunmalıdır.
Kırmızımsı bir metal olan bakır, doğal ortamda, kayalarda, toprakta, suda ve havada bulunur. Kolayca şekil alabilmesi ve bükülebilmesi nedeniyle bozuk paraların, elektrik tellerinin ve su borularının yapımında kullanılmaktadır. Bakır ayrıca tarımda fungusit (bakteri ve mantar öldürücü) olarak, göllerde ve depolarda algisit (alglerin gelişmesini önlemek için) olarak kullanılmaktadır. Bakır ayrıca doğada bitkilerde ve hayvanların vücudunda bulunur. Hayvan ve insanda özellikle karaciğerde depolanır (1.5 gram kadar). Tarımda çok fazla miktarda kullanılırsa bitkilerin büyümesini engeller, bunu demirin yerine geçerek yapar. Bilinen tüm canlılar için esansiyel (olmazsa olmaz) bir elementtir. Ancak çok yüksek dozda uzun süre veya bir defada alındığında sağlık açısından zararlı olur.
Ag ve H2O2 gıda üretim endüstrisi ve insan sağlığı için ciddi sonuçlar doğurabilecek birçok mikroorganizma üzerine etkilidirler. Uygulandıkları ortamlarda insan ve çevreye zararlı kalıntı maddeler bırakmazlar. Hem gıda maddelerininin dezenfeksiyonunda hem de üretimdeki alet-ekipmanın sterilizasyonu işlemlerinde kullanılabilir olması da diğer önemli özelliklerindendir. Bu kombinasyon gıda sanayinde etkin ve güvenilir bir hijyen-sanitasyon programı oluşturmak için başta klor olmak üzere diğer dezenfektanlara alternatif olarak rahatlıkla kullanılabilir.
Klorun aktif hipokloröz asit çok uçucu ve hassas olduğu için, güneşin ultraviole ışınlarından ve ısıdan yok olur. Havuz suyunda bulunan stabilizatör (siyanürik asit) bu klorun kalkan görevini yapar ve güneşten koruyup uçmasına engel olur. ABD'de yapılan bilimsel deneylere göre: "Güneşli bir günde stabilizatör içermeyen havuzlar 2-3 saat içerisinde klorun %90'nını kaybederler. Aynı koşullarda 25-50mg/L siyanürik asit içeren havuzlar yalnız klorun %10'nunu kaybederler." (White et. al. ) Stabilizatörün hem fazlası hemde azı havuzda sorunlara neden olur. İdeal stabilizatör seviyesi 30-80mg/L arasındadır.